Rusya'dan Tepki!

Rusya-Ukrayna savaşında Ukrayna karşı taarruzu beklenenden daha yavaş şekilde devam ederken, ABD Ukrayna’ya Rus savunma hattını aşmasına yardımcı olması için misket bombası verileceğini açıkladı. Peki misket bombası ile diğer mühimmatlar arasında nasıl bir fark var, cephedeki mevcut durumu değiştirebilir mi?

 ABD Savunma Bakanlığı Savunma Politikalarından Sorumlu Müsteşarı Colin Kahl’ın yaptığı açıklamalar gözleri bir kez daha Ukrayna’da devam eden savaşa çevirdi. Ukrayna’ya yapılacak yeni askeri yardımlar hakkında bilgi veren Kahl, Ukrayna karşı taarruzunun başarılı olma şansını artırmak için Ukrayna’ya askeri hedeflere karşı kullanması için misket bombası verileceğini açıkladı. Bombalar, 800 milyon dolar değerindeki yeni bir askeri yardım paketine dahil olacak. Beyaz Saray, patlamayan misket bombalarının sivillere karşı oluşturduğu tehdit nedeniyle bu kararın mümkün olduğunca ertelendiğini belirtti. ABD’nin bu kararının ardından Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği ve çeşitli insan hakları dernekleri söz konusu bombaların savaş alanında kullanılmaması çağrısı yaptı.

Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, "Ukrayna çatışma sonrası sivillere yönelik potansiyel zararları önlemek için mayın temizleme çalışmalarını taahhüt etti. ABD bu bombaları gönderse de göndermese de, Rusya'nın yaygın misket bombası kullanımı nedeniyle bu gerekli olacak" dedi. Peki ABD’nin Ukrayna’ya göndereceği misket bombası ile diğer mühimmatlar arasında ne gibi farklar var? Yeni teslim edilecek silahlar cephedeki mevcut durumu değiştirebilir mi?

TARTIŞMALI OLMASININ SEBEBİ ETKİLİ OLDUĞU ALAN'

Misket bombasını tartışmalı hale getiren en önemli hususun atıldığı bölgede çok geniş bir alanda etkili olması olduğunu ifade eden Dr. Erdoğan Karakuş, "Bu sebeple kullanıldığı bölgede sivil bir yerleşim alanı varsa siviller üzerinde de öldürücü olabilir. Bir misket bombasının içinde onlarca küçük bombacık bulunur ve kullanıldığı takdirde koca bir saha üzerinde etkili olur. Yani bu mühimmat geniş bir alana yayılmış olan askeri hedefe karşı kullanıldığında sivillerin zarar görme ihtimali ilk anda düşük" şeklinde konuştu.

'ANCAK ETKİN BİR HAVA GÜCÜ OYUN DEĞİŞTİRİCİ OLABİLİR'

Ukrayna'nın beklendiği kadar etkili olmayan karşı taarruzunun misket bombasıyla takviye edildiği senaryoda da cephede kilidin çözülmesinin zor olduğunu düşündüğünü ifade eden Emekli Korgeneral Dr. Erdoğan Karakuş, "Şu anda iki taraf da birbirlerine daha çok zaiyat verdirme üzerine odaklanmış durumda. Cephedeki mevcut durumun etkin bir hava gücü olmadan değişeceğini düşünmüyorum. Yani misket bombasının oyun değiştirici bir aktör olacağını sanmıyorum. İki taraf kara kuvvetlerini havadan desteklemek konusunda yeteri kadar başarı gösteremiyor. Ukrayna'nın sürekli olarak F-16 talepleri oluyor. Ruslara gelince de hava gücü konusunda ciddi bir kayıp verdiler ve bu sebeple şu an mümkün olduğunda kendileri için tehlikeli olmayacak bir uzaklıktan füze atıyorlar. Henüz yeterli sayıya ulaşmamış yeni nesil uçaklarını da Ukrayna'da kullanmıyorlar. Yeni nesil uçakların Ukrayna'da düşmesi halinde bu konuda sahip oldukları tenolojik seviyenin Batı tarafından öğrenilmesinden çekiniyorlar. Bunun tarihte örnekleri var. Soğuk Savaş sırasında bir Sovyet pilotunun Trabzon'a kaçırdığı MİG-29'u incelemek için Amerikalılar neredeyse bizden önce Trabzon'a gitmişti. Özetle misket bombası ile yapılacak bir takviye karşı taarruzu desteklemek için tek başına yeterli olmaz. Etkin hava gücüyle desteklemeyen bir karşı taarruz senaryosunda misket bombası önemli bir psikolojik baskı unsuru olacaktır" sözleriyle düşüncelerini paylaştı.

'ANLAŞMA ARZUSU HER İKİ TARAF İÇİN DE ARTIYOR'

Savaşın gidişatı sebebiyle her iki tarafta da anlaşma arzusunun yavaş yavaş artmaya başladığını düşündüğünü belirten Dr. Karakuş, "Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy'nin Türkiye ziyaretindeki en önemli başlıklardan birinin de İsveç olduğunu düşünüyorum. Çünkü böyle bir durumda Rusya'nın NATO ile olan sınırı daha da büyüyor ve kuvvetlerini bu sınır hattı boyunca yaymak zorunda kalıyor. Bu durumda Ukrayna'da bulunan Rus kuvvetlerinin bölünmesi gündeme gelebilir ve bu da tabii ki Ukrayna'nın avantajına olacaktır çünkü bu senayoda Baltık Denizi ve Kalinigrad'da Rusya'nın işi oldukça zor hale geliyor. Esir değişimi ve tahıl koridoru konusunda Türkiye zaten daha önce arabulucu oldu ve o konularda Türkiye'nin ön ayak olduğu anlaşmalar devam ediyor. Bu konularda Ukrayna'yla bir sorun yaşanmıyor. Rusya ile oluşacak sorunlarda da bu meseleler Putin ile yapılan görüşmelerde ele alınır dedi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


Başa dön tuşu