Ebul Vefa Kimdir? Türbesi Nedere?

Ebul Vefa Kimdir? Türbesi Nedere? Organize suç örgütü lideri Sedat Peker'in 9.videosunda bahsettiği tarihi şahsiyetlerden olan Ebul Vefa merak edilen ve araştırılan isimlerden oldu. Ebul Vefa Hazretleri kimdir?

İstanbul’un Fatih ilçesinde türbesinin ve dergâhının bulunduğu mahalleye kendi adını veren Ebu’l Vefa Hazretleri, meşhur Allah dostlarındandır. Doğum tarihi bilinemeyen Şeyh Ebu’l Vefa, Konya’da doğmuştur.

Ebu'l Vefa Türbesi, İstanbul'un Fatih ilçesi, Sarı Beyazıt Caddesi, Vefa Türbesi Sokak üzerinde bulunur.

Şeyh Ebu’l Vefa’nın sözleri hikmetli ve nükteli idi. Sohbetleri pek tatlı olup herkes onu dinlemek için can atardı. Dervişleriyle sohbet etmeyi sever, dünyaya düşkün olmayan kişilerle beraber olmayı tercih ederdi. Zamanının ileri gelen devlet adamları kapısına gelir, Şeyh Efendi’nin kendilerini kabul etmesini beklerlerdi.

Etkin olduğu yıllar Fatih ve onun oğlu II. Bayezid devridir. Bir kitap kapağına ismini Mustafa bin Ahmet es-Sadri el-Konevi şeklinde yazmış söylendiğine göre. Muslihuddin Mustafa olarak da anılır. Muslihuddin, hocasının adından ötürü lakabıdır. Ama herkes onu, daha çok İbnü'l-Vefa, ibn Vefa, Ebü'l- Vefa veya Şeyh Vefa diye bilir. Bazı kaynaklara göre, Vefa ismini annesinin veya dedesinin adı olduğu için benimsemiş.

Kayıtlarda bir doğum tarihine rastlanmamış. İstanbul'un fethinden çok önce doğduğu biliniyor ama. Pek velveleli bir zamanda, bir değişim ve dönüşüm çağında doğmuş olduğu da kesin. Aslen Konyalıydı. Konya da o zamanlar Karamanlı toprağıydı; başkentti. Karamanoğlu ise malum, o devirlerde Osmanlının pek de hazzetmediği, Anadolu'daki en büyük rakibi olarak ün yapmıştı.

Konya'da okudu. Sonra Edirne'de Debbağlar (Tabakçılar) Camii imamı Şeyh Muslihiddin'e kapılandı, öğrenimini ilerletti. Bizzat hocasının yönlendirmesiyle Bursa'da meşhur olan Abdüllatif Kudsî'nin yanına gitti ve onun sohbetinde bulundu. Hem din, hem de fen ilimleri alanında yetkinleşti. Tasavvuf ilminde ve hallerinde de yetişip yükseldi. Ünü kısa sürede etrafa yayıldı.

Sonra Konya'ya dönüş ve hacca niyet.

Dönüş yolunda Rodos korsanlarına yakalandı. Adada uzunca bir müddet hapsedildi. Esirken Rumca öğrendi. Fidyesini kendisine bağlılığıyla bilinen Karamanoğlu İbrahim Bey ödedi.

Esaret dönüşü Konya'ya değil, İstanbul'a gitti. Çünkü kurtarıcısı İbrahim Bey ölmüş, oğulları arasında taht kavgaları başlamıştı. İstanbul'da hürmetle karşılandı. Bir dergah açtı. Dervişler ve gönlü toklardan, dünyayı sevmezlerden bir halka oluştu etrafında. Halvetten, çileden, ibadetten arta kalan zamanlarda onlarla sohbet etti, onlarla halleşti.

İstanbul elitinin de ilgisi vardı ona. Onlar da özel sohbetler yapmak istiyordu. Bu isteklerini ancak halkın halkasında bulunmaları şartıyla kabul etti. Başta Fatih ve onun oğlu II. Bayezid olmak üzere, Sadrazam Karamani Mehmet Paşa, Sinan Paşa, Molla Lütfi, Şeyhülislâm Zenbilli Ali Efendi ve Bursalı Ahmet Paşa tarafından büyük itibar gördü. Ama o daha çok halkın içinde Hak'la beraber olmayı seçen­lerdi.

Hicri 896, miladi 1491 yılında dünya hayatına veda etti. Tekkesinin haziresine defnedildi. Cenazesinde hazır bulunanlar arasında II. Bayezid de vardı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


Başa dön tuşu